Denim'in Yolculuğu
Denim’in Yolculuğu
1853’ten Günümüze Uzanan Hikâye
1850’lerde, altın madenleriyle ünlü California eyaletine akın eden maceraperestler arasında biri vardı ki, o altın bularak değil ticaret yaparak zengin olmayı hedeflemişti.
Bu kişi, 24 yaşındaki Levi Strauss’tu. 1853 yılında, beş ay süren bir gemi yolculuğunun ardından San Francisco’ya ulaştı ve burada bir konfeksiyon dükkânı açtı.
Müşterileri çoğunlukla altın arayan madenciler ve çiftçilerdi.
Bir gün, bir müşterisi Strauss’a gün boyu dayanabilecek bir pantolon bulamadığından yakındı. Bunun üzerine Strauss, dayanıklı kanvas kumaşı denimle değiştirerek yeni bir pantolon dikti — ve denim’in efsanevi yolculuğu böylece başlamış oldu.
Bu pantolonlar, sağlamlıkları ve kiri göstermemeleri sayesinde kısa sürede büyük ilgi gördü. Oduncuların, madencilerin, demiryolu işçilerinin ve çiftçilerin standart kıyafeti haline geldiler.
İlginçtir ki, Levi Strauss’un ürettiği ilk seri pantolonlar kahverengi renkteydi.
Moda, İsyan ve Hollywood’un Etkisi
II. Dünya Savaşı yıllarında, denim pantolonlar özellikle fabrika işçileri arasında yaygınlaştı.
1950’li yıllarda ise denim, Amerikan gençliğinin popüler kültürünün bir simgesi haline geldi.
Düzene karşı çıkan, “isyancı” gençler bu pantolonları tercih etmeye başlayınca, birçok restoran ve tiyatro gibi yerler denim giyenleri içeri almayı reddediyordu.
Denim’in bu kadar yaygınlaşmasında birçok unsur etkili olsa da, Hollywood’un rolü tartışılmazdır.
1950’lerde James Dean, “Rebel Without a Cause” (Devlerin Aşkı) filmiyle gençler arasında yeni bir imaj yarattı.
Onun tarzını taklit eden pek çok genç, jean pantolonu özgürlük ve başkaldırı sembolü haline getirdi.
Bu dönemde jean, Amerika’daki bazı okullarda dahi “resmiyete karşı bir duruşun sembolü” olarak yasaklandı.
Küresel Bir Sembol Haline Gelişi
1960’lardan itibaren, denim farklı tarzlarda yeniden şekillenmeye başladı.
Yıkanmış (washed) modeller, farklı renkler ve stillerle moda dünyasında kendine kalıcı bir yer edindi.
1970’lere gelindiğinde denim pantolon, yalnızca Amerika’da değil, tüm dünyada gençliğin ortak sembolü haline gelmişti.
Denim Türkiye’ye Nasıl Geldi?
Denim pantolonun Türkiye’de popüler hale gelmesi, dünya ile hemen hemen aynı döneme rastlar.
Orijinal adı “blue jean” olan bu giysinin Türkiye’deki adı olan “kot”, aslında çok az kişinin bildiği bir hikâyeye dayanır.
“Kot”, denim kumaştan pantolon üretimi yapan yerli bir markanın adıdır.
Bu markanın yaratıcısı, tüccar Muhteşem Kot’tur.
1960 yılında “KOT” markası tescil edildi ve ilk kot pantolonlar Karaköy Necati Bey Caddesi ve Ankara Samanpazarı’nda, işçilerin ve köylülerin uğradığı dükkânlarda satılmaya başlandı.